Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasının önündeki en büyük engelin darbe ürünü olan mevcut anayasa olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Hakim ve Savcılar Atama Töreni’nde konuştu. Erdoğan, fakültelerden mezun olduktan sonra zorlu bir adaylığı başarıyla tamamlayan hakim ve savcı adaylarını, “Kadınların son dönemdeki başarıları olarak son dönem olarak memnuniyetlerini memnuniyetlerini belirtmek istiyorum. Toplam 22 bin 821 hakim ve savcımız hakimlik görevini yürütüyor. Bugün bu sayıyı 23 bin 923’e çıkardık. Adaletin tecellisi için çalışırken şehit düşen tüm yargı mensuplarının Allah rahmet eylesin. Rabbim tüm şehitlerimizin mertebelerini cennet eylesin.
Türkiye’nin dört bir yanında özveriyle çalışan adalet teşkilatının tüm mensuplarına ülke ve millet adına şükranlarını dile getiren Erdoğan, “Adalet hizmetlerinin hızlı ve etkin bir şekilde yürütülmesi için omuz omuza çalıştık. Milletimizin nazarında adliyenin standart adalet kapısı olması için tüm gücümüzü harcadık. Biz göreve geldiğimizde ülkemizi 4 temel direk üzerine kuracağımızın sözünü vermiştik. Bunlar eğitim, sağlık, adalet ve güvenlik dedik. 21 yıldır ülkemizin içinden geçtiği kural ve zorluklara rağmen bu söze sadık kaldık.Sayamazsak saatler sürecek reformlar ve projeler hayata geçirdik.O dönemde görev yapan hakim ve savcılarımız hangi koşullarda adalet dağıtmaya çalıştıklarını çok iyi hatırlıyorlar.Oysa beş nisyan ile hafıza devre dışı bırakılıyor.Yani insanlar unutuyor.Burada atılan adımları milletimize kısaca hatırlatmak isterim. Rakamlar, Türkiye’nin son 21 yılda adalet hizmetlerinin kalitesinde yarattığı farkı yadsınamaz bir biçimde ortaya koyuyor. 2002 yılında 9 bin 349 olan hakim ve savcı sayısı 2,5 kat artarak yaklaşık 24 bin oldu. Adalet teşkilatımızın toplam çalışan sayısı 61 binden 190 bine çıktı. Adaletin merdiven altında mahzen gibi yerlerde dağıtıldığına dair menfur görüntülere son verdik” dedi. “MAHKEMELERİMİZİ ARTIRDIK” İnşa ettikleri 280 model adalet sarayıyla bu alandaki en önemli altyapı eksikliklerini giderdiklerini vurgulayan Erdoğan, “Yüksek yargı organlarımız; Etkileyici mimarisi, teknolojik donanımı, tesisleri ve diğer müştemilatı ile hizmet binaları sağladık. Adli yargıda mahkeme sayısını yüzde 95, idari yargıda yüzde 45 artırdık. Bölge, adliye ve idare mahkemelerini aksaklıkları en aza indirecek ve istinaf mahkemelerinde yığılmayı önleyecek şekilde görevlendirdik. İstinaf mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle Yargıtay Hukuk ve Ceza Dairelerinin iş yükü yaklaşık yüzde 68 oranında azaldı. Yargı süreçlerini kolaylaştırdık, kolaylaştırdık ve hızlandırdık. UYAP bünyesinde ses ve görüntü bilgi sistemi SEGBİS’i kurduk. Elektronik işitme sistemini yasal takibe getirdik. Vatandaşlarımıza Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapma imkanı sağladık. Yıllardır demokratikleşme adına kullanılan ancak bir türlü yapılamayan askeri yargıyı kaldırarak askeri kabahatlerin yeniden sivil mahkemelerde yargılanmasını sağladık. Vatandaşlarımızın asılsız ihbar ve şikayetlerle yargılanmamaları için hakarete uğramama haklarını güçlendirdik. Yargı Reformu Stratejisi ve İnsan Hakları Eylem Planı ile yargıda uzmanlaşma sağladık. Vergi hataları, bilişim kabahatleri, mali hatalar, sendika uyuşmazlıkları ve kamulaştırma davaları gibi birçok alanda yeni ihtisas mahkemeleri kurduk. Arabuluculuk ve uzlaştırma formülleri ile mahkeme nezdinde uyuşmazlıkların kısa sürede ve daha az maliyetle çözülmesini sağladık.” Adalet teşkilatımızın mali ve özlük haklarıyla ilgili beklentilerini karşıladık. İcra memurlarının yıpranmasından, icra memurlarımızın genel idare hizmetine alınmasına kadar ne kadar çok sıkıntı bulduk. Fazla mesai kavramı olmadan görevini yapan adalet çalışanına görev ücreti imkanı sunduk. Talepler doğrultusunda hakim ve savcılarımızın özlük haklarında önemli iyileştirmeler yaptık. Geçen yıl kurduğumuz hakim savcı yardımcılığı teşkilatı ile adalet teşkilatımızın insan kaynağının daha nitelikli olmasını sağlıyoruz.Önümüzdeki dönemden itibaren fiilen bu açılımı uygulamaya başlayacağız.Attığımız tüm bu adımların farklı alanlardaki olumlu yansımalarını görüyoruz.Adalet hizmetlerinden memnuniyet oranında 2002 yılına göre artışı 21 yıllık emeğimizin boşa gitmediğinin bir kanıtı olarak değerlendiriyoruz. 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem felaketinin ardından adalet teşkilatımız hızla örgütlendi. Vatandaşlarımızın mağduriyet yaşamaması ve haklarını kaybetmemesi için mevzuat çalışmaları yapılmıştır. Bölgeye bine yakın hakim ve savcı ve yaklaşık 7 bin 500 işçi görevlendirildi. Deprem bölgesinde görevlerini özveriyle yerine getiren hakimlerimizi, Cumhuriyet savcılarımızı ve çalışanlarımızı canı gönülden kutluyorum. Bu vesileyle depremde şehit olan 231 adli çalışanımıza Allah’tan rahmet; Yapılanların kendi nazarında önemli ama yeterli olmadığını dile getiren Erdoğan, “Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasını engelleyen en büyük engel mevcut anayasadır. Cumhuriyetimizin 100. yılını darbe anayasasıyla karşılamamızı açıkçası sindiremiyoruz. İnşallah 2002’den bu yana yargı alanında verdiğimiz çetin mücadeleyi sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasa ile taçlandırmak istiyoruz. 28. Yasama Döneminde, Önceliklerimizin başında TBMM’mizin onayı ile Türkiye’yi darbe anayasasından kurtarmaktır.Milletimize verdiğimiz ve sakladığımız diğer tüm sözler gibi bu idealimizi de Allah’ın izniyle gerçekleştireceğimize canı gönülden inanıyorum.Her işte olduğu gibi adaletin tecellisinde de esas olan insandır.İnsan faktöründe sıkıntı varsa, çabanızın amacına ulaşması mümkün değildir.Bu acı gerçeğe önce 17-25 Aralık girişiminde sonra da sonraki süreçte hep birlikte şahit olduk. 15 Temmuz ihaneti. 17-25 Aralık girişiminin amacı, yargı-emniyet darbesiyle legal hükümeti devirmekti. Bu amaçla yargı ve emniyet birimlerimize sızdıkları militanlarını üzerimize saldılar. Seçim döneminde bizzat itiraf ettikleri kasetlerle devletimizin en hassas kurumlarını hedef aldılar. Akla, vicdana, ahlaka ve hukuka asla uymayan uydurma belgelerle yargımızı amaçlarına ulaşmak için araç olarak kullandılar.”
